Amelie
Amelie
Amelie pariste garson olarak çalışmakta ve kendine has bir dünyada yaşamaktadır. Saf bir okadarda çekingen bir kızdır. Aniden bir gün annesi ölmüş ve babasının ona karşı çok kötü davranmasından dolayı kendini başka şeylerle avutmaya çalışmıştır. Kendini hep çok yanlız hissediyor ve bu üstündekilerden kurtulmak içinde olur olmaz şeylerle uğraşıyordur. Ameli aşık olur ve her şey bundan sonra değişmeye başlar. Bu aşk onu hayata yeniden bağlayacaktır.
Amelie Filminde Seslendirme Yapan Sanatçılar ( TRTde yayınlanan kadro ) :
Amelie : Oya Prosçiler
Hipolito : Murat Şen
Suzanne : Aytaç Öztuna
Gına : Nefrin Tokyay
Kadın : Mihriban Er
Kadın : Nilgün Karababa
Amandina : Figen Harman
Mitte : İsmail İncekara
Kadın : Ülkü Ülker
Kadın : Özden Çiftçi
Rafael : Mazlum Kiper,
Lucien : Serkan Ün,
Row : Uğur Taşdemir,
Kadın : Derya Şenkan
Colignon : Bora Seçkin
Füsun Kokucu,
Göksenin Uçarer
Erhan Özgen
Seslendirme Yönetmeni : Müjgan Buran
*****
Amelie filminde seslendirme yapan sanatçılar ( Sinema Tv kanalında ) :
Anlatan : Kadir Özübek
Milay Ezengin
Fulya Ergüneş
Füsun Kokucu
Rıdvan Çelebi
Ümit Belen
Amelie Filminin Oyuncuları :
Audrey Tautou,
Dominique Pinon,
Jamel Debbouze,
Mathieu Kassovitz,
Yolande Moreau
Oyuncular –
Audrey Tautou
Mathieu Kassovitz
Rufus
Claire Maurier
Isabelle Nanty
Serge Merlin
Jamel Debbouze
Maurice Bénichou
Yönetömen : Jean-Pierre Jeunet (senaryo)
Senaryo : Jean-Pierre Jeunet
Yapım Yılı : 2001
Ülke : Fransa
Süre : 122 dakika
Amelie
Amelie filminin ayrıntıları : Amelie Poulain, bir doktor olan babası tarafından diğer çocuklardan, kalp hastalığı olduğu gerekçesiyle, uzak yetiştirilen bir çocuktur. Aslına bakılırsa babasının yanlış bir teşhisidir bu, çünkü Amwlie’nin babasıyla kurduğu nadir fiziksel temas babasının sağlık kontrolleriyle gerçekleşmektedir ve bu kontroller sırasında Amelie heyecanlanmakta, kalp atışı hızlanmaktadır. Amelie’nin annesiyse, en az babası kadar nevrotik bir kadındır. Amelie küçük bir çocukken, annesi, Notre Dame Kilisesi’nin tepesinden atlayan bir kadının üzerine düşmesi sonucu vefat etmiştir. Böylece babası daha da sessiz ve silik biri olmuş, kendisini eşi için ilginç bir anıt mezar düzenlemeye adamıştır. Amelie de bu yalnızlığın ortasında kendini eğlendirebilmek için, oldukça ilginç ve derin bir hayalgücü geliştirmiştir.
Büyüdüğünde, Amelie Montmartre’da bir cafe olan ve eski bir sirk göstericisi tarafından yönetilip, birçok ilginç kişinin çalıştığı Çift Değirmen’de garson olarak çalışmaya başlar. 22 yaşındayken, Amélie için hayat oldukça basittir; kahramanımız birkaç başarısız romantik ilişki denemesi sonucunda, kendisini crème brûlées’siyle bir çaykaşığı ile oynamak, gün ışığında Paris’te yürüyüşe çıkmak, St. Martin’s Kanalı’nda taş sektirmek, yüzeyi hoşuna giden taşları toplamak gibi çeşitli küçük zevklere adamış ve hayalgücünü tamamen serbest bırakmıştır.
Hayatı, Prenses Diana’nın öldüğü gün değişmeye başlar. Haberlerden duyduğu şoku takiben yaşadığı bir dizi olay sonucunda, gevşemiş bir banyo fayansının arkasında, bir çocuğun yıllar önce saklamış olduğu metal bir kutu bulur ve bu kutunun sahibini aramaya başlar. Bu arayış içerisinde kendisiyle bir anlaşma yapar; eğer kutunun sahibini bulursa, hayatını iyiliğe adayacaktır.
Bir yanıt yazın