Hamlet Tiratlar 

Hamlet Tiradları

Hamlet
Tiradları

 

 

Hamlet Oyunundan Örnek Tiratlar
HAMLET :
Ah, bu katı, kaskatı beden bir dağılsa,
Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın!
Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa
Kendi kendini öldürmesini insanın!
Tanrım, Ulu Tanrım, Ne bunaltıcı, ne berbat,
Ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana!
Ah ne iğrenç, ne iğrenç Bakımsız bir bahçe ki
Azgın bitkileri tohuma kaçmış,
Pis, kaba ne varsa tabiatta, sarmış içini.
Bu muydu olacak iki ay sonra ölümünden?
O kadar bile değil, iki ay bile olmadı.
O yüce kralı bir düşün, bir de buna bak:
Biri güneş tanrısı, öteki bir orman şeytanı!
Nasıl da severdi annemi?
Esen yellerden sakınırdı yüzünü.
Yerler, gökler; unutsam olmaz mı bunları?
O da nasıl da düşerdi babamın üstüne?
Sevgiyle beslendikçe artar gibiydi sevgisi.
Öyleyken bir ay içinde.Düşünmesem daha iyi.
Kadın zaaf demekmiş meğer ! Kısacık bir ay.
Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar
Babamın tabutu ardında yürürken,
Niobe gibi, iki gözü iki çeşme.
Nasıl olur, o kadın, evet aynı kadın
Tanrım beyinsiz bir hayvan bile
Daha fazla acı çekerdi, amcamla evleniyor;
Babamın kardeşiyle; öylede bir kardeş ki
Ben Herakles’e ne kadar benzemesem
O da o kadar benzemiyor babama.
Bir ay içinde. Yalancı gözyaşlarının tuzu
Daha yakarken kızarmış gözlerini
Evleniyor bu adamla. Ne kıyasıya bir acele bu!
Ne azgın bir atılış, haram döşeğine!
İyi değil iyilik de çıkamaz bundan.
Ama boğ kendini yüreğim; dilimi tutmam gerek!

Hamlet Tiradı

Hamlet
Tiradı

HAMLET : Şuraya, şu resme bak, bir de şuna!
İki kardeşin resimleri bunlar.
Şu alımlı, görkemli yüze bak bir,
Hiperion’un saçlarını, Zeus’un alnını gör!
Mars’ın gözleri bu gözler, kükrerken savaşta;
Çevik Hermes, haberci, böyle dururdu
Göklere yakın bir tepenin başında.
Her tanrı kendinden bir şey katmış ona sanki,
Bir insan örneği verir gibi dünyamıza.
Bu insan senin kocandı. Şimdi ötekine bak,
Bu da şimdilik kocan. Bozuk bir kara tohum gibi,
Kardeşinin ak sağlığını kemirip çökertmiş.
Gözlerin yok mu senin? Nasıl inebilirsin
O yüce dağ başından bu bataklığa?
Kör müsün sen? Aşk diyemezsin buna;
Senin yaşında çocuk değildir insanın kanı,
Durgunlaşır, akla uydurur aşkını.
Ama hangi akıl onu bırakır da bunu alır?
Duyuların var elbette, yoksa canın olmazdı,
Ama körleşmiş anlaşılan duyuların.
Çılgınlık bile bu kadar şaşırtmaz insanı,
Bu kadar bozmaz duyuları; ayırt ettirir
Birbirinden bu kadar uzak iki insanı.
Hangi şeytan bir körebeye çevirdi seni?
Gözler ellersiz, eller gözlersiz,
Görmeden, dokunmadan, yalnız kulak,
Yalnız koku alma duyusu, tek başına,
Gerçek bir duyunun sakat bir parçası bile
Aldanamaz bu kadar sersemce.
Ay utanç, yüzün kızarmaz mı oldu senin?
Ey cehennemin Tanrıya baş kaldıran şeytanı,
Bir yaşlı kadının kuru damarlarını
Böylesine azdırıp tutuşturabiliyorsan,
Bırakalım erdem, namus bal mumuna dönsün
Coşkun gençliğin elinde, erisin ateşinde!
Kimse ayıplamasın kudurup şahlanan tutkuları,
Madem buzlar bile tutuşuyor böylesine,
Madem akıl pezevenklik ediyor arzuya.

HAMLET – Ya sizi denize doğru çekerse, efendimiz?
Yahut denize inen uçurumun korkunç tepesine doğru götürür de
orda aklınızı başınızdan alacak başka bir korkunç şekle girerek
sizi cinnete sürüklerse?
Düşünün bir kere:
O tepe zaten başka bir sebep olmadan da, dibindeki
kulaçlarca derin denize bakıp
dalgaların gümbürtüsünü işiten her insanı hayattan ümit
kesmek çılgınlığına kaptırır.

Yazan: William Shakespeare,
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
TİRATLAR

Hamlet Tiratlar

Hamlet Tiradları

Hamlet
Tiradları