Mabette
Macbett
DUNCAN: Sağ olun, benim sevgili generallerim.
Fakat ilk önce, sizlere teşekkür ederim, benim
değerli askerlerim, vatanı ve benim tahtımı kurtaran yürekli halk
çocukları. İçinizden bir çokları bunu hayatları pahasına yaptılar.
Tekrar teşekkür ederim sizlere, hepinize, ölü yada diri, tahtımı
savunanlara… Bu taht aynı zamanda sizin tahtınızdır.
Evlerinize döndüğünüzde, sıradan köylerinizde, yoksul kulübelerinizde,
yada basit ama onurlu mezarlarınızda, şimdiki yada gelecekteki onurlu kuşaklara
örnek olacaksınız; sözlerinizle yada davranışınızla, adınız ister
bilinsin ister bilinmesin, sonsuz ve geçici tarihle karşı karşıya, dilsiz ama canlı,
yüzyıllar boyu hep konuşur gibi olacaksınız. Sizin varlığınız – çünkü sizin
resminize bakacaklarını gözünde yokluğunuz da varlığınızda demek olacaktır- varlığınız
bugün yada öbür gün, doğru yoldan ayrılacak hevesine katılacak olanları,
aydınlattığınız doğru yola sokacaktır. Bugünden sonraysa,
iyi niteliklerinize rağmen sizi seven, gerzekliğinizden dolayı da sizleri
düşünmeyeceğiniz kadar çok beğenen yöneticilerinizin ve efendilerinizin
göz hapsinde, kızgın güneşin altında, dağda bayırda alnınızın teriyle yine
aynı yüreklilikle kazanmaya çabalayın günlük ekmeğinizi. Haydi bakalım.
( Duncan’ın konuşması sırasında NEDİME sağdan girer. Birkaç saniye süresince borazan
sesleri biraz kuvvetlenir, yaşa, var ol , nur ol, çok güzel sesleri duyulur.)
Yazan : Eugène Ionesco
Bir cevap yazın