Aşkın İcadı

Aşkın İcadı

Aşkın İcadı

 

AEH: Ben de ilk tercihim olduğunu söylemek istemedim. Yunanca’dan ve Latinceden şiir çevirisi yapmaya gereğinden fazla önem atfederdi, hem antik şiirin temellerine ilişkin bir düşünce geliştirmek gibi bir hedefi de yoktu üstelik. Şiirin yasalarını, bu yasaları henüz tam olarak keşfetmediğin için sık sık o yasaları alt üst ederek çevirdiğin dizelerden öğrenemeyeceğin gün gibi açık aslında. Ama Kennedy bir öğretmendi, dâhi bir öğretmendi belki, ama sonuçta bir öğretmendi. Cambridge’in onun adına bir kürsü açması sadece duygusal bir çıkıştı. Ben olsam küçük bir mürekkep hokkası armağan ederdim ona. Yine de itiraf etmeliyim ki, Latince ve Yunancaya duyduğum ilgiyi, Kennedy’e, daha doğrusu on yedi yaşımda, okulda bana ödül olarak verilen Sabrinae Corolla’nın üçüncü baskısına borçluyum. Aslında Yunanca’da amatör sayılırım; hocalarımın bildiğinden fazlasını bildiğimi söylemek güç: evet, belki, Pearson’dan çok daha iyi biliyordum ve Pearson, Jowett ve Jebb’in bildiklerinin toplamından fazlasını bilirdi. Regius’un Yunanca Profesörü Jowett, anlamsız bir coşkuyla klasik eğitime bulaşmıştı ki bu konumun onun için tek anlamı, az buçuk Platon okumuş Balliolluların bulunduğu ya da az buçuk Platon okumuş Balliollular bulamadığında, az buçuk Platon okumuş Oxfordluların çoğunluğu oluşturduğu sınıflar sağlamaktı kendisine. 1877 Ekim’indeki ilk haftamda, Jowett’nin ‘akribos’ sözcüğünü ilk heceyi vurgulayarak telaffuz ettiğini duydum ve dedim ki kendi kendime “Eh, bu kadarı bile fazla Jowett için.” Jebb’in takıntısı da Sophokles’ti. Jebb’in Sophokles’inde dizeleri doğru okuma sorumluluğunun kimi zaman Gaz, Elektrik ve Kömür İşletmelerine havale edildiği durumlar olurdu.
Yazan : TOM STOPPARD
Çeviren : Banu Beliz Güçbilmez