Muhteşem Ambersonlar
Muhteşem Ambersonlar
Muhteşem Ambersonlar filminin oyuncuları :
Orson Welles – Anlatıcı : Faruk Akgören,
Wilbur – Fred : Payidar Tüfekçioğlu,
Fanny : Parla Şenol,
Isabel : Mübeccel Vardar,
George : Umut Tabak,
Lusi : Fulya Ergüneş,
Eugene : Erhan Türkmen,
Major : Ahmet Nasıroğlu,
K. George : Oya Küçümen,
Mary : Göksenin Uçarer,
Oya Prosçiler,
Erhan Abir,
Füsun Kokucu,
Ayşegül Bingöl,
Metin Yıldırım,
Orçun Çıtır,
Hüseyin Yirik,
Sedat Yılmaz,
Ülkü Ülker.
Türkçeye çeviren : Nur Gencel,
Seslendirme Yönetmeni : Hakan Kaçan
Kayıt Tarihi : Eylül 2003
Muhteşem Ambersonlar filminin oyuncuları :
Joseph Cotten,
Dolores Costello,
Anne Baxter,
Tim Holt,
Agnes Moorehead,
Ray Collins,
Erskine Sanford,
Richard Bennett,
Yönetmen : Orson Welles.
Ambersonların ihtişamı
1873 yılında başladı.
Midland şehrinin genişleyip, büyüdüğü
yıllar boyunca debdebeleri
devam etti. Bu şehirde, o günlerde
ipek ve kadife giyen bütün kadınlar,
diğer kadınları tanırdı.
ve herkes herkesin atlarını ve faytonunu bilirdi.
Halka açık tek ilerleme tramvaydı.
Bir hanım üst kat penceresinden
arabaya seslenebilirdi.
ve araba hemen durup kadın pencereyi kaparken,
şapkasını ve mantosunu giyip,
alt kata inerken, şemsiyesini bulup,
kızıyla yemek konusunu konuşurken
ve evden dışarı çıkarken onu beklerdi.
Günümüzde bizim için çok yavaş,
çünkü ulaşımımız çok daha hızlı
idareli kullanmamız gereken,
daha az zamanımız var.
Bu dönemin ilk yıllarında
telli etek ve kâkülleriyle kadınlar
kendi tarzlarında giyinirken
yaşları ne olursa olsun erkeklerde,
edepsizlerin “soba borusu” adını taktığı
sert, uzun ve ipekten yapılmış şapkalar vardı.
Ama melon şapka yayılmaya başlamıştı.
Bu şapkanın tepesi, bir sezon
kova gibi olurdu sonraki sezonsa kaşık gibi.
Her evde hâlâ çizme çekeceği bulunurdu,
ne var ki çizmeler
ayakkabı ve botlar karşısında dayanamadı
ve bunların da modaya göre şekilleri değişti:
Kutu gibi küt burunlu
veya yarış kanosu gibi sivri burunlu.
Ütü çizgili pantolon bayağı kabul ediliyordu.
Ütü izi giysinin, bir rafta
durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı.
Bir erkek smokinle, taba rengi palto giyerdi.
ama bu o kadar kısaydı ki, siyah
etekler alttan 15 santim sarkardı.
Ama bir iki sezon sonra paltosunu
topuklarına değene dek uzattı.
Dar pantolonlar kullanımdan kalktı,
çuval benzeri pantolonlar geldi.
O günlerde her şey için zamanları vardı:
Kayağa binmeler, balolar
toplantılar ve danslar.
Yeni yılda herkese açık davetler ve
ormanda bütün gün süren piknikler.
Kaybolan alışkanlıkların en güzeli
için bile zamanları vardı:
Serenat.
Bir yaz gecesi
delikanlılar, güzel bir kızın
penceresinin altına orkestra getirirdi.
Bir flüt, arp, keman, viyolonsel, kornet, bas viola
yıldızların altında müziklerini yapardı.
Bu saf yapının tam zıttı olan
Ambersonların ihtişamı,
bir cenazedeki bando kadar
dikkat çekiyordu.
İşte orası! Amberson malikanesi!
( filmden alıntı )
Bir yanıt yazın